Bu postta amacı ve tek karı hayallerin gerçekleşmesine katkı olan projemden ve oluşma hikayesinden bahsedeceğim.
İlk hikaye kendisiyle henüz tanışmasam da ona müthiş bir hayranlık duyduğum birisiyle ilgili. Onu düşününce gözlerim doluyor ve kalbim daha hızlı atıyor.
Bu hayallerinin hepsini gerçekleştirmiş, kendi gücünü eline almış bir kadın. İstismar dolu bir hayattan çıkıp kendini değerli hissettiği bir yaşamı yarattı.
Her şey ona bir yabancının “Bir hayalin var mı?” diye sormasıyla başlamış. Terrerai Trent’den bahsediyorum. Zimbabwe’de fakirlik içinde doğup, 18 yaşından önce 4 çocuk sahibi olan, hayal kurma hakkının dahi olduğunu düşünmeyen Terrerai şuan bir doktor, yazar ve uluslararası bir lider.
İşte yalnızca basit bir soru bile bir kişinin hayatında muazzam değişiklikler yaratabiliyor.
Bunun dışında Afrika’da pek çok insan trakhoma sebebiyle kör oluyor. Trakhoma ameliyatı yalnızca 40 dolar. Ama bir anne yeterli parası olmadığından bu ameliyatı olamıyor. Ve yeterli gıda alamayan iki çocuğu da ölüyor.
Bu hiç de üzücü değil. Tam tersi sevindirici bir haber. Çünkü yalnızca 40 dolar bu sorunu çözebiliyor. Evet belki 40 dolarla tüm trakhoma sebebiyle kör olan insanları kurtaramayabilirsin, ama bir kişinin hayatını değiştirebilirsin. Böylelikle dönüştürücü bir etki yaratabilirsin.
Dünyada o ya da bu sebepten eşit olmayan koşullar var. Bu koşulların oluşmasına neden olanlara sinirlenmek yerine, birbirimizin hayatını biraz kolaylaştırsak nasıl olur? Kendisine yeni fırsat kapıları çekmesine destek olsak nasıl olur?
Büyük küçük fark etmez. Bir kişinin bile hayallerini gerçekleştireceği fırsatları nasıl yaratacağını bilmemesi bir problemdir. Yani bir kişiye bile bu konuda destek olsak çözümün bir parçası olabiliriz.
Biliyorsun, bazılarının savaşacak şansı bile olmuyor. Küçük yaşta evlendiriliyorlar. Hayatlarını hizmet etmek için başkasına adıyorlar. Çocuklarını büyütmek adına kendi özgün yeteneklerinden ve tutkularından vaz geçiyorlar.
Böyle bir hayatı yaşamayı kimse hak etmiyor.
Bu ve bunun gibi sorunları düşündüğünde belki verdiklerim boşa çıkacak gibi düşünebilirsin. Ama çıkmayadabilir. Büyük bir değişim oluşabilir. Bu da daha büyük bir şeyi etkileyebilir. Ve bu gerçekten değer.
İnsan bilgi yoksunu olduğunda, çözüm bulamadığında, fırsatlarını nasıl yaratacağını bilmediğinde gelecek de öyle oluyor. Bu bir döngü. Çünkü insanlar bu döngünün içine girdikçe çocuklarına da aynı umutsuzluk patikasında büyütüyorlar.
Burada odak kişisel etki toplamında değil, yaptığınız hareketin amacında olmalı. Bir kişi bile kendine inansa, bir kişi bile fırsatları nasıl yaratabileceğini öğrense önünde muazzam kapılar açılabilir.
Bana ilham olan diğer bir hikaye ise Arkansas’ta büyüyen Afro Amerikalı bir çocuk hakkında. Oldukça sorunlu bir çocukmuş. Bir gün kütüphanedeymiş. Eline kapağında riskli bir resim olan bir kitap geçmiş. Üzerinde 1957 standartlarına göre çok da giyinik olmayan bir kadın resmi varmış. Çocuk kitabı çalmış. Okumuş ve çok sevmiş. “Okumak belki de düşündüğümden daha keyiflidir” diye düşünmüş. Kitabı geri götürmüş. Rafa koyarken orada aynı yazarın başka kitaplarını da görmüş. Onu da çalmış. Ve bunu dört defa yapmış. Daha çok okumaya başlamış. Üniversiteye gitmiş ve hukuku bitirmiş.
Bu çocuğun adı Olly Neal. Kendisi şuan sivil haklarının savunucusu bir lider, Afro Amerikalı ilk savcı ve yargıç oldu.
Olly bir seferinde kütüphaneciye okulun kütüphanesinden kitap çaldığını itiraf etmiş. Ve kütüphaneci Mrs Graddy kitapları çalarken onu gördüğünü ve birisi bunu okurken onu görürse imajının sarsılacağını düşündüğü için kitabı çaldığını bildiğini söylemiş. Ve kendisi Olly’nin kitabı çaldığı haftasonu, kitabın geri gelmeme ihtimaline karşı 70 mil araba kullanıp Memphis’e gitmiş ve oradan kendi parasıyla aynı yazarın kitabını alıp aynı noktaya koymuş. Ve bunu 3 defa daha yapmış. İşte Mrs Graddy’nin bu yaptığı Olly’nin hayatını değiştirmiş. Olly ise şimdi pek çok başka kişiye ilham olup onların hayatını değiştiriyor.
Toparlayacak olursam. Pek çoğumuz yardım etmek, kendinden daha büyük bir şeyin parçası olmak istiyor. Ama nereden başlayacağını bilmiyor. Sanki çok büyük işlermiş gibi geliyor.
Gerçek şu ki kurulan bir bağlantı kendimizden daha büyük bir şeye kapı açabilir. Ve başlanacak milyonlarca yer var. Tek bir çözüm yolu, tek bir seçenek yok. Attığımız ufacık bir adımın karşımızdakini nerelere taşıyacağını bilemeyiz. Ve kendimizi de. Çünkü başkasına fırsat kapısı açmak benliğimizi, inancımızı güçlendiren bir şey. Gücümüzü daha çok hissediyoruz. Daha tatmin dolu yaşıyoruz.
Peki sen bunun bir parçası olmak ister misin?
Cevabın ‘Evet’ ise hadi “Senin Rengin” projeme katıl. Senin Rengin amacı olan bir grup.
Tüm üyeler bilgilerini, yeteneklerini, tecrübelerini birbirleriyle bireysel mentorlukla paylaşıyor. Mentorluk birleşmesinin tek koşulu ise senin de karşı tarafla bir bilgini becerini, tecrübeni ya da hikayeni paylaşman.
Alacağın ve vereceğin hizmetler tamamen ücretsiz. Bunları lokasyondan bağımsız, yalnızca telefonunu kullanarak dahi yapabileceksin.
Paylaşacağın bilgiyi tamamen sen belirliyorsun. Yemek yapmaktan, iş tecrübelerine, web sitesi kurma deneyiminden, kendi kendine dil öğrenme becerine kadar her şey olabilir. Bu konularda uzman olmana gerek yok. Burada herkes bildiğini bildiği kadar öğretiyor. Hedefimiz mükemmel olmak değil, beraberce ilerleyip hayallerimizi gerçekleştirmek.
Paylaşacağın bilgiyi öğrenmek isteyen kişi benim aracılığımla seninle bağlantıya geçecek. Senin için de karşı tarafın paylaşacağı bilgi uygun ise zaman ve tarih ayarlamak üzere sizi bağlantıya geçireceğim.
Kim olduğunla, yaptıklarınla, tecrübelerinle daha büyük bir şeye katkıda bulunmak istersen, lütfen benimle bağlantıya geç. Senin Rengin sayfasını incelemek için buraya tıkla.
Eğer çevrende bu gruba katılmanın hayatında anlam katacağını düşündüğün ama teknolojik bilgisi olmayan birileri varsa hiç sorun değil, tüm detaylar konusunda ben yardımcı olacağım.
Hepimizin kendine özgü rengi ve imzası var. Bunu şuan belki net bir şekilde bilmiyoruz ama aynı bu niyetle bir adım attığında yepyeni bir umut patikası açılır ve içeriye fırsatlar girer.
Web sitemde olduğun için, bunu okuduğun için, izlediğin için ve paylaştığın için çok teşekkürler.
Hep hatırla sen çok önemlisin ve değerlisin. Ve kendine özel rengi katarak gerçekleştirdiğin her hedefinle başkalarının hayatı daha anlamlı ve güzel olacak.
Haftaya "Hayallerin Cepte Perşembesi"nde görüşmek üzere!
🧡
Tuğçe
Comments