mailmunch-forms-widget-1001238
top of page

SAHTE POZİTİFLİK: AMAN NEGATİF DÜŞÜNMEYEYİM

Yazarın fotoğrafı: Tuğçe SabazTuğçe Sabaz

Güncelleme tarihi: 10 May 2020



Seni görüyorum ve seni görerek varoluşunun içindeki güzelliği görüyorum. Böyle taktir edilmek çok güzel gerçekten Peki biz duygularımız, düşüncelerimiz hakkında ne düşünüyoruz. Kendimizi nasıl selamlıyoruz?

Hayallerimize, hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olan duygularımıza nasıl tepkiler veriyoruz? Bu arada onlara verdiği tepkisini değiştirerek hayatını değiştiren ve tüm hayallerini gerçekleştiren Tererai Trent'in hikayesine bir bak.

Bu soru çok önemli!


Çünkü olduğu gibi kendimizle olan ilişkimiz bizim kendi dünyamızı yönetiyor ve hayatımızda da onun yansımalarını deneyimliyoruz.

Yani yaşamımızın her alanına nasıl bir işimiz olduğuna, hayatımızdaki ilişkilerimizin nasıl olduğuna, bir markete gittiğimizde satış görevlisinin bize nasıl davrandığına kadar.

Duyguların ve düşüncelerin konusunda ne kadar esnek bakış açıları geliştirebiliyorsun? Yoksa direkt şu şekilde mi yaklaşıyorsun:


Onun bu başarısını kıskandım, bu kötü bir duygu. Veya mutlu hissetmek çok iyidir, ondan ne olursa olsun mutlu hissetmem gerek.

İşte bunların hepsi basmakalıp düşünceler. Nerede basmakalıplık var orada olduğu gibi kırılma söz konusu. Şöyle düşün,


Bir ağaç kuvvetli bir fırtına anında dalları bükülmediği için kırılabilir. Ama su her koşulda ve şartta geçecek, akacak bir delik ve yol bulur, çünkü esnektir.

Duygularına da bu şekilde bak. Duygularına da iyi veya kötü demeden esnek bir şekilde baktığında, yani onları etiketlemeden kucakladığında işte orada enerjinde ve hayat motivasyonunda yükseliş var.

Kendini, hissettiğini inkar etmek ve onu dışlamak olduğu gibi yıkıcıdır.


Bende mutlaka pozitif hissedeceğim tuzağına düştüm... Ama hedeflerime ulaşmak için bu bakış açıları işime yaradı.


Toplumda ağlayıp üzüldüğünde, gücendiğini hissettiğinde, terkedildiğinde, ya da bir sevdiğini kaybettiğinde, ayakta durmak ve güçlü durmak daha kutlanıyor.

“Hayatım battı ama yine ayaktayım, güçlüyüm demek” onurlandırılıyor.


Halbuki bu olduğu gibi kendine izin vermemek, hissetme kapasiteni inkar etmek.

Duygularını ifade etmek onları onurlandırmaktır, kendini onurlandırmaktır, kendini kabul etmektir. Enerjiyi dönüştürmektir. Bu duygunun enerjisini sana hizmet eden bir alana dönüştürmektir.

Dolayısıyla burada inkarın seni paramparça etmesi yerine esneklikle kendini onurlandırıp enerjini yükselt.


Hayatın güzelliğinin içinde kırılganlıkta var. Bir gün sağlıklı olup, öteki gün sağlıksız olabiliriz, bir gün başarılı olup, öteki gün o kadar da beğenilmeyebiliriz. Bu hayatın içinde olan bir şey ve hayattan ayrılamaz.

Bahsettiğim gibi kişisel gelişimde bile sürekli iyi hisset iyi hisset diye bir tuzağa düşülebiliyor.

Yapılan araştırmalara göre pek çok kişi üzüntüyü, acıyı, elemi kötü duygular olarak adlandırıyor. Böyle hissettiğimizde aman hemen bu durumdan çıkayım diye çabalıyoruz. Halbuki bu duyguların hepsi bizim için çok değerli.


Yani duyguları neden iyi veya kötü diye adlandırıyoruz ki. Pozitiflik tersinden anlaşılıp çoğu zaman bunlar hissedildiğinde kendine izin vermeme alanına dönüşebiliyor.


Asla kızmamayı seçmek veya asla hayal kırıklığına uğramamayı seçmek senin için ne kadar destekleyici?

Bu kendine zalimce davranmaktan başka bir şey değil ve olduğu gibi kendi hayatını etkin kullanmamamıza neden oluyor.


Ve sanıyoruz ki bu kötü olarak nitelendirdiğimiz duyguları önemsemediğimizde onlar bizi kontrol etmeyecek. Yani 1 aydır çikolata yememişsiniz ve mutfakta kavanoz içinde içinde karamel parçacıklı Belçika çikolatası duruyor ve onu göz ardı edebilir misiniz, yoksa kafanızın bir köşesinde sizi tırmalamaya devam mı eder?


İçsel duygular dönüştürülmediği zaman her zaman açığa çıkar. Onlardan kaçarak hiçbir yere varamazsınız.


Yani sahte bir pozitifliği yakalayacağım diye insan olmaktan gelen normal duyguları bir kenara ittiğinizde kendi gelişim alanınızı da reddediyorsunuz.

  • Yani hiç denemedim, çünkü başarısızlıktan korkuyorum. Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Sen de bu korku varsa ve hep doğru zamanı bekliyorsan şu postumu bir incele.


  • Bu his artık gitsin, kendimi böyle hissettiğimde hiç sevmiyorum.

Dünyada hissetmeyen birisi varsa oda ölülerdir. Kendinizi diri diri toprağa gömmeyin.

Kaybetmekten gelen hayal kırıklığını , terkedilmekten gelen yalnızlığı ve üzüntüyü, kızgınlığı hissetmeyeyim diyorsanız “yaşamayayım, insan olmayayım” diyorsunuz.

Duygularınızı kabul etmek asıl yükseliştir. Asıl gerçek mutluluğun anahtarıdır. Çünkü kendini kabul etmek ve kucaklamaktır.


Duygular bize gelişimimiz için veri verir. İşte buradan sonra bu duygunun verisini yönetmek sana kalıyor. Çözüm üretecek olsam nasıl üretirdim, bu duyguyu bu alanda yükselişe ve iyileşmeye dönüştürsem nasıl olurdu?

Ama bu demek değil ki duyguların seni yönetecek. Mesela çocukluğumda sevmediğim bir komşumuz vardı ve bize her geldiğinde kapıyı suratına çarpardım ve eve almak istemezdim.


Önemli olan bu duyguları bilgece görmek fark etmek ve dönüştürmek. Duygunla kendini aynı tutmamak.


Yani ben kızgınım değil, ben kızgın hissediyorum. Ben yetersizim değil, ben şuan yetersiz hissetmeyi deneyimliyorum.

Sen duygun değilsin. Duygun yalnızca bir data kaynağı. Yalnızca sor bu duygu bana ne anlatıyor?


Kendini harika bir organizasyon olarak görebilirsin. Yani duygularının hepsini şirketteki bir eleman ve kendini de onların genel müdürü. Her departmana ve her departmandan gelen mesajı taktir etmeye ihtiyacın var . Çünkü böyle bir şirket mutludur ve iç yapısı mutlu şirketler yükselir😊

Kendini gör. Çünkü kendinizi gördüğünüzde ancak başkalarını da görebilirsiniz. Onların içindeki güzelliği ve bunun yansıması hayatına girer.

Tüm duyguları hissetmek normal ama hissetsen de yaşamaya devam etmek asıl cesaret. Sen neyi seçiyorsun? Cesaretle duygularınla kucaklaşmayı mı, yoksa kendine katı davranmayı mı?


Evet sana bu konuda paylaşacağım deneyimlerim ve bakış açılarım bu şekilde. Eğer bunlar sana da ilham olduysa lütfen farkındalıklarını ve kendi bakış açını yorumlara yaz. Çünkü bunlarla başka pek çok kişiye ilham olabilir ve hayatlarındaki hediyeyi kucaklamalarına yardımcı olabilirsin.


Ayrıca hayallerini gerçekleştirmende işine yarayacak 3 temel strateji paylaştığım ücretsiz online eğitimimi almadıysan hemen tıkla!


Ve başkalarının duygularıyla onlara katkı sağlayan farkındalığa ulaşmasına yardımcı olmak istersen videoyu paylaşırsan çok sevinirim. Tek yapman gereken blog postunun aşağısındaki senin için uygun ikonlara tıklamak😊

Haftaya “Hayallerim Cepte” Perşembe’sinde görüşmek üzere!

Kocaman kalpten sevgilerimle,

24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


bottom of page