
Sabahleyin uyanıyorum. Kalbimde bir sızı. Bir eksiklik. Bir beklenti. Hemen telefona sarılıp birkaç mesaj, belki program yapma, arkadaşlarına anlatmak da anlatmak. Evet hayatımın bir döneminin dürüstlükle böyle geçtiğini söyleyebilirim. Yaptığım her şeyde , ‘acaba doğru mu yaptım?’, ‘acaba başkaları ne düşünüyor?’ soruları.
Bir yerde sınırlı bir kutuda yaşama.
Elbette ‘yetti yahu!!’ dediğim bir yer oldu. Sonrasında şunu fark ettim: başkalarından almak için çırpındığım, kendimi küçük gösterdiğim, şekilden şekle girdiğim ‘sevgiyi ve ilgiyi’, ‘taktiri ve onayı’ kendime vermiyordum. Orada senelerce yalnız bıraktığım küçük bir kız çocuk olduğunu fark ettim.
Sonrasında hayatımın en bereketli yolculuğu başlamıştı. Kendimi çok daha doygun, özgür ve ben gibi hissediyordum. Hiçbir şey için maske altına girmeye çalışmadan yaşamak, benim için adeta yeniden nefes almak gibiydi.
Bu yolculukta elbette ‘aa kesin beni sevmiyor, ben ona şunları yaptım, onun bana yaptığına bak,’ dediğim anlar oldu. Hepsinde de kendi üzerimde çalıştım. Onlardan beklediğimi kendimin sınırsız kaynağından kendime vermeyi seçtim.
Bunu neden yazıyorum. Çünkü seneler boyunca beraber çalıştığım kişilerde keşfettiğimiz yeni kodların, nefes kalıplarının altında yatan duygusal eksiklik işte bu: Sevgi.

Sizde kendinizin bu yolculuğu ile ilgileniyorsanız hemen kendi reçetemi paylaşayım:
1-Her gün deliye bağlamış gibi kendime her konuda ne kadar harika olduğumu anlattım. Ay şunu da ne güzel becerdim, bu özelliğime bayılıyorum dedim.
2-İçimdeki çocukla her gün konuştum. Başkalarından beklediği onay ben ona verdim. Takdir ettim.
3-Kendime sık sık şımartacak beni şeyler yapmaya başladım. ‘Bugünkü ödülüm işte bu!’ gibi bir oyun oynuyordum.
4-En önemlisi: Sevilmeme ve istenmeme ihtimalimi kabul ettim. Ve dedim ki Tanrı bile herkes tarafından sevilmiyor, benim de sevilmemem son derece normal.
Şuan da kendimi her alanda koşulsuz seviyorum diyemem. Hala o yoldayım:) Hedeflediğim bir son durak yok. Çünkü bu yolculuğun kendisinden keyif alıyorum.
Soruların varsa ya da detaylı çalışalım dersen, tgcsabaz@gmail.com’a yazabilirsin!