mailmunch-forms-widget-1001238
top of page
Yazarın fotoğrafıTuğçe Sabaz

BİRİLERİ ÇOK YÜKSEK SESLE Mİ KONUŞUYOR NE?

Güncelleme tarihi: 10 May 2020


Değişim esnasında menümüzde en olmazsa olmaz ego direnci. Ego peki neden direniyor? Bilmiyor mu o yeni alan çok daha keyifli ve güzel.

Hayır. Egon senin 3 yaşındaki halin. Daha hiç o kadar da akıllıca kararlar verecek durumda değilken aldığın hayatının akışını etkileyecek kararları kuzu kuzu uyguluyor. Sen değiştirmek istediğinde de başına bir şey geleceğinden korktuğundan, bir yerde seni korumak için ölümüne tepiniyor.

Şimdi bu yazının çıkış noktasına dönmek istiyorum. Ve nam-ı değer egom civciv tepinmeye, kendini adeta yerden yere atmaya başlamıştı. Ben B kutuma ne zaman daha çok yaklaşsam ve etraftan bunun sinyallerini alsam bunu yapıyordu. Bunu bilgi olarak biliyorum ama gel gör ki direnç esnasında pratiğe dökmek zaman alabiliyor.

Daha iyi anlaman için birkaç örnek; Egom yalnızca manyak gibi çalışarak para kazanılacağına inanıyordu. Ve ben ne zaman biraz kestirsem, yaysam tembel ve işe yaramaz oluyordum. Benim burada düştüğüm tuzak onun söylediklerini dinlemek, yani bir yerde egomla kendimi bir tutmaktı. Bir de üste kendime ‘neden böyleyim? baaaak millet neler yapıyor, sen hala yerinde barbilerinle oyna!’ diye yarama tuz basardım.

Sonra bu kıyaslama oyunu eskisi kadar sıklıkla olmamaya başladı. Ama ne zaman egom tepinse, ben bu sefer aaa bunu hissetmemem lazım, bunu yapmamam lazım diye egomun direncine direnç gösterirdim. Ki bu bir üst versiyonuna ilerlemede yoluna beton taşlar dökmek ve onun üzerine dikenli teller çekmekten başka bir şey değil.

Bu alanlardan geçmenin pek çok yolu var. Birazdan yazdıklarımı okuduğunda eğer hayatında pratiğe hemen koyamadın diye üzüleceksen, hiiiç gerek yok. İnan bende hala bu yoldayım. Belli konularda egomu yönetebilirken, belli konularda o şarkı söylerken bende o müzikle dans ediyorum. Hatta en son bu sebeple canlı yayınımı bile ertelemek durumunda kaldım. Neden çünkü kimseye alan tutabilecek durumda değildim.

Dolayısıyla olanlar normal. Dirençten çıktıktan sonra bu o deneyimlediklerin masaldan başka bir şey olmuyor.

İşte birkaç yöntem. Bunları telefonuna, duvarına kendine suni tenefüs maddeleri olarak koymak isteyebilirsin:

1-Dirence girdiğinde, egon kıyaslama oyunu oynadığında dur ve gülümse bunun sen değil egon olduğunun farkına var. Her olayın ‘top’ noktasına ulaşmadan önce bir başlangıcı vardır. Bunun farkına var. Daha olay hareketlenmeden egon ile konuş.

2-Kendine şunu sor. Şuan egonun direncine direnç göstermek veya onu dinlemek seni hayallerine ve bir üst versiyonuna taşıyor mu? Bu durumda neyi seçiyorsun?

3-Kendini dirence giriyorsun diye asla yargılama. Mesela bende direnç çok uyumak şeklinde gösteriyordu ve egom tembelsin diye gösteriyordu bana kendimi. Ve ben ‘öyleyim evet yaaa,‘ dedikçe daha çok dibe batırıyordum. Ama ok şuan bu alanı deneyimliyorum ve 1-2 gün kendime izin veriyorum demek, karşı tarafın yalnızca minnak korkmuş biri olduğunu anlamak işini çok kolaylaştıracak.

4-Kendine ve egona bu alandan geçtiği için tebrik et ve koşulsuz sev.

5-Rutininin dışına çık. Uyumak mı? Spor yap. Arkadaşlarını aramak mı arama, kendinle kal. Bu alan zamanla adım adım gelişecek. Kendine zaman tanı. Tüm hayatını egonun yönetiminden yaşadıysan ilk başta yönetimi cart diye eline alman zaman alabilir.

6-En önemlisi sen egon değilsin. Neyin egondan neyin içsel rehberliğinden geldiğini görmek bile o alanın üzerinden bir yük alacak.

7-Direnci kutla. Çünkü egon varoluş seçimini ciddiye alıyor demek:)

Öyleyse egonun yeri geldiğinde ses düğmesinin kontrolünü eline almayı seçiyor musun?

Bana düşüncelerini yazabilirsin veya bu konuda beraberce çalışabiliriz:)

Kocaman sevgiler

Tuğçe


152 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page